DJ BATUHAN
 
  Ana Sayfa
  İletişim
  Atatürk
  Ceza Konser Haberlerı
  Emra Baransel Haber
  Ceza Vıdeo
  Cezanın Babası İle Sohbet
  Ceza Sarki Sozleri
  Cezanın Hayatı
  Rap İle Hip Hop Arasındakı Fark
  Rap Siteleri
  Ceza İrtica Sinyalleri Var (HaberTurk)
  RollingStone'da CEZA..
  Evin ve Rap'in Delisi (Akşam Gazetesi)
Designed by Kaan ATALAY © 2007
RollingStone'da CEZA..

 RollingStone'da CEZA..

                     





                            

Milliyet Gazetesi'nin tartışılan reklam filminin şarkısını yapan Ceza ile irtica, darbe ve rap’i konuştuk. Darbelere karşı olduğunu söyleyen Ceza, Türkiye’de irtica sinyali olarak görülebilecek uygulamaların var olduğunu savundu.


Her sayısında merak uyandıran röportajlarıyla, konu ve haber başlıklarıyla takip edilinen RollingStone dergisi bu ay 
özel sayısında Ceza'yı sizlere getiriyor. 10. Yıl İtirafları başlığı altınca Ceza'nın röportajını okuyabilir, yeni resimlerini
 elde edebilirsiniz.

 

Her sayısında merak uyandıran röportajlarıyla, konu ve haber başlıklarıyla takip edilinen RollingStone dergisi bu ay özel 
sayısında Ceza'yı sizlere getiriyor. 10. Yıl İtirafları başlığı altınca Ceza'nın röportajını okuyabilir, yeni resimlerini elde 
edebilirsiniz.





HaberTurk Ceza Söyleşisi..

Ceza için "sistemi eleştiriyor fakat  o da bu sistemin içinde ve bu çarkın içinde  iş yapıyor deniyor"  bu eleştiriler için ne diyeceksiniz?

Kimse bana sistemden bahsetmesin. Çünkü kola içiyorlar, yabancı marka cep telefonu kullanıyorlar; sonra kalkmış sistemden bahsediyorlar. Yani çok çarpıklık var. İnsanlar aslında neye karşı olduklarını bile bilmiyorlar. Herkes kapitalizm'in bir parçası.

Tamam herkes kapitalizmin bir parçası ama yine de muhalif  bir şarkıcı olarak Ceza’nın reklamlarda oynamasını yadırgayanlar var…

Ben müzik yapıyorum ve müziğin içinde görsellik de var. Tabii ki müziğinizi farklı alanlarda da kullanıyorsunuz. Reklamı ise  para için yaparsınız.  .Benim de sevdiğim bir sanatçı  reklamlarda oynayınca, yadırgadığım olmuştu zamanında; ama zor bir anınıza denk geliyorsa mecbur kalıyorsunuz. Ben 2004 senesinde annemi kanserden kaybettim. Babam devlet memuruydu  ve sıfırı tüketmeye başlamıştık. O zamanlar ben işçiydim ve babamın 6 ilacı bir milyara geliyordu. O dönem bu nedenle reklamda oynamak zorunda kaldım. 

ÇALMADIM ÜRETTİM 

Parayı hırsızlık, insan dolandırmak gasp ve çalmak yerine reklamda oynayarak  kazandım. Sonuçta insanlar buna pozitif bakmalı ve saygı göstermeli. Aynı durum onların başlarına gelse, “ben bunu yapmam” diyemezler. Bundan da çok eminim. Kimse boşu boşuna konuşmasın, kimin ne olduğunu biliyorum ben.

Milliyet’in reklamındaki görüntü seçimine bir etkiniz oldu mu?

Hayır... Onlar bana konuyu verdiler. Bende herkesin bildiği gerçekleri,  basit bir şekilde söze döktüm. Görüntüler eklenerek, klip haline getirildi.

İRTİCA SİNYALLERİ

Peki siz bu görüntülerden memnun kaldınız mı?


Tabi ki...Sonuçta benim anlatmak istediğim şeyler yer aldı orada. Farklı yorumlar da alıyorum bu reklamla ilgili; ama sonuçta benim anlattığım şeyleri, benim karşı geldiğim olayları  barındırıyor bu reklam filmi... Bunun yanı sıra ben, sayısız reklam filmi teklifi alıyorum ama açıkçası hep gelen tekliflerin sosyal içerikli olmasına dikkat ederek onları seçiyorum.

Reklam filmi 28 Şubat darbesi öncesi medyada sıkça gündeme gelen konuları işliyor. Fadime Şahin olayı, Aczimendiler gibi... Demokrasiye askeri müdahaleleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tek bir cümle: Kesinlikle olmaması gerekir.

Türkiye'de irticai bir tehlike görüyor musun?
 
 
Yıllardan beri aynı tehlikeden söz ediliyor ama henüz böyle bir şey olmadı. Yine de bu tip kadrolaşmalar görülmüyor değil. İçinde bulunduğum için sanat alanından örnekler vereyim: Özel tiyatroların başına gelenlere bakın! Sanatçıların ödediği vergiler ve konserlere getirilen zorluklar, sokaklara afiş yapıştırılmaması gibi şeyler… Bu tip uygulamalar geriletiyor bizi…  Bunlar da irtica sinyalleri olarak görülebilir…

Basın Türkiye'de en güvenilmeyen kurumlar arasında görülüyor. Ceza'nın medyaya bakışı nedir?

Açıkçası ben, tüm dünya basınına inanmıyorum. Oysa insanlar hayattı basının penceresinden bakıp, görüyorlar  ve biliyorlar. Gazetelerin ve televizyonların yayınladığı herşeye evet deniliyor. Medya insanları yönlendiriyor. Oysa birbirine alternatif basın kuruluşlarına baktığınız zaman; en basiti Irak'da El Cezire diye bir televizyon var ve BBC'nin anlattığı şeyler tam tersini anlatıyor. Birinin ak dediğine, öbürü kara diyor. Peki insanlar hangisini doğru kabul edecek?

TÜRKİYE RAP’İ ANLADI

Son olarak rap'e dönelim... Ceza son zamanlarda Türkçe rap'i nasıl buluyor?

Çok iyi buluyorum... Biliyorsunuz, ben ilk başlayanlardandım. O dönemlerde stüdyo olanakları kısıtlı idi. Tüm ihtiyaçlarımızı kendi cebimizden karşılıyorduk. İnsanlar rap’e karşı ön yargılıydı. Küpe takıyoruz, bol pantolon giyiyoruz diye  ters davranışlarla karşılaşıyorduk.  Şimdi bunlar yok. Rap çok ciddi boyutlara ulaştı. Mesela ben Avrupa da 100'e yakın konser verdim ve bu da rap'in ilerlediğini gösterir. 

SADECE TÜRKÇE DİNLEYENLER DİNLEMEMELİ BENİM MÜZİĞİMİ!

Beni dinleyenlerin yüzde ellisi yabancı ve bu da Türkçe rap'in ne kadar ilerlediğinin bir göstergesidir.


Türkiye’de rap Türkçe mi yapılmalıdır?

Bence hayır, böyle bir zorunluluk olmamalı. Ben, çok sözlük kullanırım ve dilimize giren bir çok yabancı kelimeyi orada görüyorum. Ayrıca internet, bilgisayar terimleri de hayatımıza girdi. Dilin evrensel bir yanı bu. Elbette dilimize sahip çıkmamız lazım. Mesela günlük hayatta Türkçe olan ama kullanmadığımız bir çok kelime var. Türkçe kelime dağarcığımızın yeterli olmadığını düşünüyorum.

Röportaj : HaberTurk / Didem ÜSTÜNER

Akşam Gazetesi Ceza Röportajı
                         
                        

Ritmic American Poetry, yani rap'in geçmişi 1970'lerdeki Amerika varoşlarına dayanıyor. İsmi anıldığında, hızlı söylenen uyaklı dizeler, çuval gibi pantolonlar, ilginç şapkalar ve kolyeler, kapüşonlu sweat-shirt'leri akla getiren rap'in bizim topraklarda yeşermesi 90'ların ortasına uzanıyor. Gurbetçi grup Cartel'in yine yine grupla aynı ismi taşıyan albümünün ne kadar ilgi gördüğünü müziği takip edenler hatırlayacaktır. Cartel'den sonra Türkiye'de rap müzikteki en önemli atılım toplama "Yeraltı Operasyonu" albümü ile anılır. Rap müzikle uğraşanlar bu albüm sayesinde isimlerini daha rahat duyurabilme olanağı bulurken dinleyici de pek alışık olmadığı bu türün yerli versiyonuyla tanışmıştı. Şu anda ise rap Türkiye'de de gayet popüler. Bunda kuşkusuz Ceza'nın payı çok büyük. Gerçek adı Bilgin Özçalkan olan Ceza, Türkiye'de rap denince insanların ağzından çıkan ilk isimlerden biri. Sanatçının şu ana kadar yer aldığı toplama albümler, katıldığı projeleri saymaya kalksak yerimiz yetmeyeceği için 3 solo albümü olduğunu söylemekle yetiniyoruz. Ama en son MTV Türkiye'nin yaptığı oylama sonucu "En İyi Türk Sanatçı" seçildiğini hatırlatalım. Kendisiyle yaptığımız söyleşinin sebebi Ceza'nın kariyerinin 10. yılı olması ve internet üzerinden yayınladığı "Evin Delisi" albümü.

Elektrik tesisatçılığıyla uğraştığınız zamanların, şu anda yaptığınız müziğe ne gibi bir etkisi oldu?

Sosyal hayattan, yaşamdan bahseden bir müzikyapıyorum. Bir şeyler yaşamazsanız aynı şeyi insanlarla paylaşmak da zor oluyor. 7 sene, haftanın 6 günü elektrik tesisatçılığı yaptım. Dışarıdaki hayatın nasıl olduğu, bazı düzenlerin nasıl işlediğini öğrendim. Babam devlet memuruydu. 12 yıl gecekonduda yaşadık. Sürekli böyle şeyler görmek ve yaptığım müziğin sokağa yakın olması insanlarla çok şey paylaşmamı sağladı.

Bu kadar popüler olmak istiyor muydunuz?

Amacım popüler olmak değil kesinlikle. Yaptığım müziği daha çok insana ulaştırmak istiyorum. Sadece Türkiye'yle sınırlı değil. Yurtdışından da insanlara ulaşmak istiyorum. Durum böyle olunca daha fazla insan tarafından tanınıyorsunuz ve popülerleşmeniz kaçınılmaz oluyor. Ama tanınmakla popüler olmak bence farklı şeyler. Nasıl popülerleştiğiniz önemli. Çıkıp bir şarkıyla ya da magazinsel olaylarla gündemde kalıyorlar. Ben ise sadece müziğimle tanınmak istiyorum.

Rap, Cartel'le Türkiye'de dinlenir oldu. Sonra "Yeraltı Operasyonu" önemli bir rol oynadı. Size göre Türkiye'de rap müziği mihenk taşı nedir?  

Çok farklı dönemler oldu aslında. Dediğin gibi "Yeraltı Operasyonu" önemli bir rol oynadı. Nefret biraz daha farklı bir hava getirdi. Sanki insanların uzun zamandır beklediği bir şey gibiydi. Sonra benim ilk solo albümüm "Meclis-i Ala" ile insanalrın rape bakışı biraz daha değişti. Konserlerimizde farklı tiplerde izleyici görmeye başladık. Ama yapılan her albümün iyi-kötü bir katkısı olmuştur bu müziğe.

KENDİMİ KOYACAK BİR YER BULAMIYORUM

Bu yıl müzik kariyerinizin 10. yılı. Kendinizi nerede görüyorsunuz?

Açıkçası bir yer belirleyemiyorum kendime. Yetersiz tarafları olsa da çok güzel işler yaptığıma inanıyorum. Geride bıraktığımız bir sürü şey var. Ama önemli olan insanların beni nerede gördükleri. Kendimi koyacak bir yer bulamıyorum açıkçası.

Yetersiz gördüğünüz taraflarla neyi kastediyorsunuz?

Örneğin Avrupa'ya giiyorum; oradakilerin fırsatlarını görüyorum. Gerçekten ölçülemeyecek farklar var aramızda. Aynı imkanlara sahip olsaydık her şey daha farklı olurdu. Yani çok acı çektik gibi anlatmak istemiyorum ama gerçekten büyük engellerle karşılaştık. İnsanların önyargıları vardı bu müziğe karşı. Sonuçta Erkin Koray, Cem Karaca gibi isimler de Türkiye'de rock müziği yaymaya çalışırken büyük zorluklarla karşılaştı. Ama kendi bildikleri yoldan hiç şaşmadılar.

Peki, rap dinleyicisini nasıl buluyorsunuz?
 
 
Giderek artan bir hayran kitlesi var. Üniversitelerde söyleşilere katılıyoruz, sohbet ediyoruz. Yüzde 90 pozitif tepkiler geliyor. Geriye kalanlar da yanlış tanıdıklarını öğrendiler. Konserlere her yaştan dinleyici geliyor. Orada bir şeyler paylaşmak için bulunduklarını biliyorlar.

Rock'çılarla düzeldi mi aranız?

Benim hiç bozulmadı ki onlarla aram. Eskiden beri Türkiye'nin en sağlam gruplarıyla arkadaşım. Rock'n Coke'ta bir grup vardı bana orta parmak yapan.Sonuçta alternatif müzik yapmayı seçtiysek Türkiye'de bunun nedenleri, arayışları aynıdır.

Niye sataşıyorlar size?

Bilmiyorum o onalrın ahlaklarıyla ilgili. O kadar herhalde ahlakları. Duygusal bir insanım. Kolay sinirlenip kolay üzülüyorum.  

Sinirlisiniz biraz ama...

Evet, snirliyim abi. Üsküdar gibi bir yerde doğup büyüdük. Bu müzik dizginledi bizi. Sert sözler yazmak da bunun sebebi. İnsanlar kızıp yumruk atmasın diye bunları yapıyoruz.

MOR ve ÖTESİ EUROVISION İÇİN İYİ SEÇİM


Albümü neden internetten yayınlama yoluna gittiniz?


Aslında ilk başta bu albümü kimsesiz çocuklar yararına yayınlayacaktık; gelir oraya bağışlanacaktı. Sonra 5 şarkı satmaz, biz bunu şu fiyattan satalım demeye başladı şirketler. Ben de hiç o işlere girmedim. Dinleyicilerime naçizane bir 10. yıl hediyesi olmasını istedim. Ara ara devam edebilirim bunlara.

Kardeşiniz Ayben'i nasıl buluyorsunuz?

Süper! O da yeni albümüne hazırlanıyor. Yakında çıkacak. Çok değişik enstrümanlar kullanıldı parçalarda. Birçok isim de var. Sürpriz olacak.

Eurovision'a Mor ve Ötesi katılıyor. Ne düşünüyorsunuz?

Başarılar diliyorum. Bizi de en iyi şekilde temsil edeceklerini düşünüyorum.

Şaşırmadınız mı hiç duyduğunuzda?

Açıkçası şaşırdım. Bana sorsalar kabul edeceklerini düşünmezdim. Ama bu da onların fikri. Sonuna kadar da destekliyorum kendilerini.

Röportaj : Burak Soyer / Akşam Gazetesi 2007

 

  

İstek Yapmak İçin Tıklayın !

 
 
 
 
 
 
Free Image Hosting at www.ImageShack.us
 
Bugün 12 ziyaretçi (15 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol